Gebeliğin oluşumu için annenin sağlığının yanı sıra babanın da sağlık koşullarının önemi büyüktür. Oluşum süreci aşağıdaki gibi sıralanabilir;
- Erkekte sperm üretimi standart sayıda ve özellikte olmalıdır.
- Sperm kanallarında fonksiyon bozukluğunun olmaması önemlidir.
- Anne adayının yumurta hücre üretimi yeterli olmalıdır.
- Anne adayının tüplerinin açık olması ve cinsel ilişkinin yumurtlama sürecinde olması gerekmektedir.
- Yumurta ve sperm’in döllenebilmesi için rahim fonksiyonunun, döllenmiş yumurtanın yerleşmesine uygun olması gerekmektedir.
- Döllenmiş yumurtanın rahme yerleşerek embriyo ve cenine dönüşebilmesi ile sonuçlanmaktadır.
Sperm’in Oluşumu
Sperm erkek üreme hücresidir. Üretildiği yer testislerdir. Sperm üretimi erkeklerde ergenlik çağında başlar, sperm üretim süreklilik gösterir ve ömür boyu devam eder. Kadınlarda ise ayda bir kez yumurtlama gerçekleştiğinden, genelde bir adet, nadiren birkaç adet yumurta hücresi oluşabilmektedir. Sperm üretecek olan ana sperm hücreleri erkek yumurtalarında doğdukları andan itibaren bulunmaktadırlar. Bu hücreler ergenliğe kadar aktif değildirler. Ergenliğin başlamasıyla birlikte beyin FSH, LH hormonlarını salgılamaya başlar, bu durum yumurta içindeki ana sperm hücrelerinin bölünerek aktifleşmesini sağlar. Bölünme sonucunda oluşan yeni hücreler sperm halini alırlar. Bir dakikada ortalama 50-200 bin adet sperm üretilir. Bu spermler epididim adı verilen kanal sistemine katılırlar. Bu süreç sperm’in olgunlaşma sürecidir. Epididim’in bitimine geldiklerinde tamamen bağımsız hareket edebilirler. Sperm’in gelişim süreci 70 günü bulmaktadır. Sperm’in fiziksel yapısı 5-7 mikron boyunda, 3-4 eninde şeklinde tarif edilebilir. Sperm’in boyun kısmı 2-3 mikron boyunda olup, kuyruk kısmı 45-50 mikron uzunluğundadır. Şekli armut’u andırmaktadır. Olgunlaşan sperm hücreleri, meni kesecikleri ve prostatın salgıları cinsel uyarılmanın ardından arka idrar yolu ve kanallarda birikmeye başlarlar. Meni olarak adlandırılan bu sıvıların birikimini sağlamak için vücut, prostat içindeki idrar kanallarının mesane tarafındaki üst kısmını ve prostatın alt tarafındaki alt kısmını büzücü mekanizma tarafından kapalı tutar. Bunun sonucu olarak elde edilmiş sıvılar mesaneye yada idrar yolundan dışarıya sızamazlar. Boşalma refleksi cinsel uyarılmanın zirveye ulaşmasıyla başlar, mesane yönündeki iç sfinkter kapalı durumdayken dış sfinkter açılır. Bununla eş zamanlı olarak idrar yolu üzerindeki ve boşaltma kanallarındaki kaslar hızlı bir ritimle kasılırlar. Bu kasılmalar meninin idrar deliğinden dışarıya birkaç hamle ile fışkırmasını sağlarlar.
Yumurta Hücresinin Oluşumu
Ceninin bel kemiğinin kenarlarında bulunan dokular, eğer ceninin kromozom yapısı dişi ise, yumurtalık şeklinde oluşmaya başlar. Hamileliğin 6. haftasında oogonia olarak adlandırılan yumurtanın ana hücreleri meydana gelir. Oluşan bu hücreler hamileliğin 20. haftasına kadar bölünerek çoğalırlar. Bu bölünerek çoğalma, 46 kromozomlu hücre olana kadar sürer, kromozom sayısı 46 ya ulaşır ve bu hücreler kromozom sayısını yarıya indirerek bir başka bölünme sürecine girerler. Gebeliğin 7 ve 9. ayları arasında meydana gelen bu bölünme sonlanmaz ve ortaya çıkan hücreler oosit adını alırlar. Sayıları sonradan değişmeyecek olan belli sayıda oluşmuş oosit hücrelerinin etrafları bir hücre tabakasıyla çevrilidir. Ergenlikten sonra gelişerek olgun yumurta hücresine dönüşen oositlerin %99 u farklı etkenler sonucu yok olmaktadır. Ancak geri kalan %1 oosit gelişerek yumurta hücresine dönüşmeyi başarmaktadır.
Yumurtlama Dönemi (Ovulasyon Süreci)
Adet döneminin 14. günü, hipofiz olarak adlandırılan ve beynin orta kısmında hormon salgılamakla görevli olan bölgenin salgılamış olduğu LH hormonu miktarında bir artış olur. Bununla birlikte olgunlaşmış follikülün zarının çatlamasıyla yumurta hücresi serbest kalır. Bu durum yumurtlama olarak bilinir. Yumurta hücresinin gelişim sürecinde yumurtalıkta östrojen ve progesteron adlı hormonlar üremektedir. Yumurtlama öncesinde östrogen hormonu yumurtlama sonrasında ise progesteron hormonu rahimde döllenmiş yumurtayı barındırabilecek ortamı hazırlamaktadırlar. Bu hormonlardaki dengesizlik halinde döllenmiş yumurta rahme yerleşemeyerek düşecektir.
Döllenme Dönemi
Erkek üreme hücresi olan sperm ile dişi üreme hücresi olan yumurtanın kadın tüplerinden birinin içinde birleşmesi ile başlamaktadır. Cinsel temas anında boşalma refleksi ile birlikte meni içerisindeki spermler zamanla yarışırcasına rahmin boyun kısmından (serviks) içeri girip yukarı doğru tırmanıp tüplerin içine girerek burada ilerlemeye devam ederler. Bununla eş zamanlı olarak kadın yumurtalığından serbest kalan yumurta hücresi karın boşluğunun alt tarafına düşer. Yumurta hücresi, tüpün uzantılarının içine girer ve tüpün içinde rahme doğru ilerler ve tüpün içine kadar ulaşmayı başarabilen bir sperm varsa buluşma gerçekleşerek döllenme süreci başlatılır. Sperm, baş kısmında var olan eritici enzimleriyle yumurtanın zarında bir delik açarak içeri girmeyi başarır bunun sonucunda yumurta zarındaki yapıda bir değişim meydana gelir böylelikle sperm, başka bir spermin yumurta içerisine girmesine engel olmuş olur.
Gebelik Dönemi
Beklenen buluşmadan sonra zigot yani döllenmiş yumurta yaklaşık 30 saat gözlenebilir bir değişiklik olmaksızın öylece durur. Bu esnada dişi ve erkek kromozomlar birleşerek yeni kromozomları meydana getirirler. Zigot 3-5 gün içinde rahim tüpünden rahme ulaşır. Bu esnada zigot, hücre sayısı 2, 4, 8, 16… olacak şekilde bölünerek çoğalmaktadır. Zigotun rahimde yuvalanması esnasında hücreler, tek tabaka halinde bir boşluğu çevrelemiş bir hal alırlar. Hücrelerin bir kısmı sayıca ve tabaka olarak fazlalaşır ve rahim duvarına yapışacakları yüzeyi oluştururlar. Zigotun rahim duvarına tutunmasıyla oluşan canlı artık bir embriyodur. Zigotun rahme yerleşmesi, döllenmenin 5-8. günlerinde başlar 9-10. günlerinde son bulur. Bu süreç, diğer bir açıdan bakıldığında, adet dönemine 4-5 gün kalmışken yerleşme gerçekleşmiş olacağından adet olunması gerçekleşmeyecektir ve hamileliğin başladığı anlaşılacaktır. Yani embriyo fark edildiğinde 15-20 günlük olmuş olacaktır. Döllenmenin ardından geçen iki aylık süre embriyo dönemi olarak bilinir. Doğuma kadar gelişimini sürdürecek olan embriyo iki aylık süreden sonra fetüs adını alır. Eğer gelişmekte olan canlıda bir anormallik oluşacaksa bu, ilk 12 haftada oluşur. Bu nedenle anne ilaç kullanımından, alkol ve benzeri madde tüketiminden, radyasyondan ve virüs gibi etkenlerden korunmalıdır.
Cenin, bebeğin eşi olarak da bilinen plasenta ile rahme tutunmuştur ve göbek bağı ile ona da bağlıdır. Bazı hormon, kimyasal madde, küçük moleküllere karşı geçirgen olan plasenta anne ve bebek kanını birbirine karıştırmadan besin ve çeşitli maddelerin alışverişini sağlar. Cenin böylelikle anneden beslenirken yine aynı yöntemle atıklarını da anneye iletir. Plasentanın geçirgen oluşu sebebiyle cenin anneden etkilenir. Cenini kötü etkenlerden koruyabilmek için annenin kötü alışkanlıklardan ya da üzüntünün tetiklemesiyle açığa çıkacak hormonlardan kaçınması gerekmektedir.
Hamilelik Belirtileri
Hamilelikte en önemli belirti adetin gecikmesidir. Kadın herhangi bir yolla korunuyor olsa bile adet döneminin gecikmesi gebelik habercisi olabileceğinden kuvvetli bir şüphe unsurudur ve ultrason yada gebelik testi yöntemi ile durum kontrol edilmelidir.
Adetin gecikmesi kuvvetli bir şüphe unsuru olmasına rağmen tek başına bir gösterge olarak kabul edilemez. Gecikmeyi destekleyen bulantı ve kusma belirtileri yemek kokularına tahammülsüzlük, göğüslerde hassasiyet ve dolgunluk hissi, halsizlik ve yorgunlukla gelen uyku hali, kasıklarda ağrı ve sık idrara çıkma unsurları kabul görmüş belirtilerdir.
Ama yine de tanı koyabilmek için gerekli tetkikler yapılmalıdır. Gebelik testinin ‘Pozitif’ sonuç vermesi mutlak bir gebeliği göstermeyeceğinden ultrason gibi ileri tetkiklerin de yapılarak hamileliğin teşhis edilmesi gerekmektedir. Gebeliğin ilk haftalarında cenin çok küçük olduğundan ultrasonla görülemeyebilir fakat son adet tarihinden 5-6 hafta sonra cenin ultrasonla tespit edilebilir ölçülere ulaşacaktır. Gebeliğin vajinal ultrasonla gözlemlenebilmesi için kan verme suretiyle yapılan gebelik testlerinde bakılan HCG’nin 1200-1500 seviyesinde olması gerekmektedir.