Soğuk algınlığı üst solunum yollarına yerleşen viral bir enfeksiyon çeşididir. Soğuk algınlığına 200’den fazla virüs sebep olabildiği için sıkça rastlanılır ve bulaşıcı bir hastalıktır. Franjit veya nezle olarak da bilinir. Hastalığın şiddetli seyretmesi halinde zatürre, akut bronşit, akut bakteriyel sinüzit ve hatta menenjit, orta kulak iltihabı, streptokok boğaz ağrısı gibi hastalıklara dönüşmesi mümkündür. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astımıda tetkikler.
Asıl nedeni kronovirüsler ya da rhinovirüsler olan soğuk algınlığının başlıca belirtileri boğazda kuruluk ve ağrı, hapşırma, öksürme, ateş, boğuk ses, burun tıkanıklığı, baş ağrısı ve kas ağrıları, yorgunluk, iştahsızlık, titreme, göz kızarıklığıdır.
Soğuk algınlığının soğuk havada dışarıya çıkmakla meydana gelmediğini ve antibiyotiklerin tedavisi için uygun olmadıkları bilinmektedir. Ancak bakterilerin kulak veya sinüsleri etkilemesi halinde antibiyotikler tedavide kullanılabilmektedir. Soğuk algınlığı 10 gün kadar sürer, belirtilerinin tamamen yok olması 3 haftayı bulabilmektedir. Soğuk algınlığının bir tedavisinin olmamasına karşın alınacak önlemler hastalığın daha sakin geçmesi ve iyileşme süresinin hızlanmasına yardımcı olacaktır. Örneğin soğuk algınlığı yaşayan biriyle temastan kaçınmak kendimizi korumak için temel önlemdir. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemimizi korumak için vitamin ve mineral içeren besinleri sıkça tüketmeliyiz. Öksürüyorken ya da hapşırıyorken tek kullanımlık mendiller tercih edilmeli ve eller yıkanmalıdır. Ev temizliğine dikkat etmeliyiz, yüz, ağız ve burun bölgesine temastan kaçınmalıyız.
Soğuk Algınlığı Nasıl Tedavi Edilir
Antibiyotik ve antiviral ilaçların yetersiz kaldığı bu durumda bol sıvı tüketilmeli, yatak istirahati yapılmalı, ağrıyı ve ateşi düşürmek için ilaç kullanılmalı, burun tıkanıklığı için buhar banyosu yapılmalıdır. Bunların yanısıra doğanın insanlara lütfettiği bazı mucizelerinde tüketilmesi iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı olacaktır. Örneğin bir su bardağına biraz limon sıkılarak içilmesi boğazda oluşan balgamın sökülmesine yardımcı olacağından hastanın rahatlamasına sebep olur. Bu dönemde bol meyve tüketilmesi zorunludur. Ağır yemekler yemekten baş ağrısını arttıracağı için kaçınılmalıdır. Bu dönemde hastayı rahatlatacak bir başka öneri ise zencefil çayıdır. İki cm uzunluğundaki taze zencefil kökü dilimlenip alüminyum içermeyen bir kaba konur. Üzerine iki bardak su eklenip, ağzı sıkıca kapatılarak 20 dakika kaynatılır. İçine yarım limon suyu sıkılıp balla tatlandırıldıktan sonra servis edilir.