ITP denilen hastalık çocuklarda 2 ila 5 yaş aralığında ve daha sık olarak 3 yaş civarında görülen kanama hastalığıdır. Trombosit adı verilen hücrelerin azalması, buna bağlı olarak trombopeni ve buna eşlik eden kanamalara da purpura denildiği için hastalığa ITP adı verilmiştir.
Trombosit sayısının düşüklüğü vücutta kırmızı-mor renkte döküntülere sebep olur. Trombositler vücuttaki kanamanın durdurulmasında büyük rol oynarlar. Kanamanın olduğu bölgede birbirlerine tutunarak bir tıpa oluştururlar. Trombosit sayısının vücutta azalması durumunda herhangi bir kanama olması durumunda birbirlerine tutunamadıkları için tıpa görevini oluşturamazlar ve kanamanın durması da böylelikle güçleşir. Kanama fazla ise mutlaka doktora başvurulması gerekir.
ITP hastalığının iki çeşidi vardır. Bunlar akut ITP ve kronik ITP’dir.
Akut ITP
Aniden ve hızla çıkan bu hastalık, en sık 3 yaş civarındaki çocuklarda görülür. Bu tip hastalıkta trombositler aniden sıfıra düşer. Çocukların %90 ila %95′i arasında görülür.
Kronik ITP
Genç kızlarda, genç erkeklerde ve daha çok orta yaşlardaki kişilerde görülür. Kronik ITP hastalığında hastalık sessizce ve yavaşça ilerler. Trombosit sayısı 40000 ila 50000 arasında düşer.
Hastalık en çok ilkbahar ve sonbaharda görülür. ITP hastalığının sebebi hala araştırılsa da bir sonuç elde edilememiştir. Ancak çocukların geçirdikleri bir enfeksiyonda 2-3 hafta sonra da hastalığın ortaya çıktığı görülebilmektedir.
Ayrıca su çiçeği, kızamık, aşılar ve antibiyotikler de bu hastalığı tetikleyebiliyor. Gebe olan bir kadında, gebeliği sırasında eğer ki bu hastalığı var ise trombosit sayısı oldukça azalır. Gebelik boyunca doktor kontrolünde olması gerekmektedir.
ITP hastalığının tedavisi en çok ilaç ile yapılmaktadır. Ancak ilaç tedavisine başlanmadan önce hastalığın kesin tanısı konulmalıdır. Çünkü bu hastalık için kullanılan bütün ilaçlar diğer tehlikeli hastalıkları gizleyebilir.
Bunun için hastalardan ilk olarak kemik iliği incelemesi istenir. İlaç tedavisi ile trombositler kısa sürede vücutta yeniden yükselir. Ayrıca tedavi süresince hastalara en çok C vitamini tavsiye edilmektedir. C vitamini vücuttaki kan pıhtılaşmasını desteklediği için kanama riskini en aza düşürmüş olmaktadır.