Yaşadığımız çağ içerisinde en fazla can kaybına sebep olan hastalık, kanser olarak gösterilmektedir. Kanserin etkenleri araştırıldığında ise çevre kirliliği büyük bir etken taşımaktadır. Kanser insan organlarında meydana gelen değişim ve bozukluklara verilen genel bir isimdir. Yıllara bağlı olarak kansere yakalanma oranları araştırıldığında ise elde edilen sonuç oldukça ürkütücü boyutlardadır.
Öncelikle insanların hayati organlarına yerleşen kanser hücreleri kontrolsüz bir sayıda bölünme geçirerek, sağlığa büyük zararlar vermektedir. Kanserin yapısı incelendiğinde ise akciğer kanserine en çok kayıp vermemizin gün içerisinde soluduğumuz sağlıksız hava şartları ve sigara olduğu örneğinde ki gibi, kanserin dokulara karşı tutum ve davranışları büyük bir değişim göstermektedir.
Su kirliliğinin inanılmaz boyutlarda artmasının ardından, kanser çeşitlerinde ve sayılarında da bir artma gözlenmiştir. Bunun sebebi ise insan vücudunda bulunan suyun hücrelere bağlı olarak yirmi gün ile otuz gün içerisinde tamamen yenilenmesidir. Bir bakıma düşünüldüğünde insan yudumladığı her su ile kendisini bir miktar değiştirmektedir. Bu sebepten dolayı alınan her yudum su ve içeriği doğrudan bünyemize etki etmektedir. Aynı şekilde aldığımız nefes ve yediğimiz ekmek bile dokularımızın değişmesini sağlamaktadır. Bu gibi sebeplerden dolayı kanser hücrelerinde meydana gelen artışın kesinlikle azımsanmayacak bir boyuta ulaşmış olması oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Kanser denildiğinde akla gelen ilk sebep “kendiliğinden olmuş” benzeri sebeplerdir. Ama yaşam kalitemiz ve yaşam standartlarımız kanserin bünyemize etki etmesini sağlamaktadır.
