Herkeste bir zayıflama tutkusu var ama bahsedilen onca klişe ve diyetten hangisi gerçekten doğru ve sağlıklı?
Akdenizli bir toplum olarak ortalama vücut yapımız ve beslenme şeklimiz belli. Bazıları hayatına egzersizi de sokup, beslenmesini kontrol altında tutup ‘sağlıklı bir yaşam’ sürdürürken, diğerleri de ne yardan ne serden vazgeçip, bir haftada 10 kilo kaybettiren diyetlerden medet umuyorlar. Ama sonuçta ne olursa olsun, hemen herkes zayıf olmak istiyor ve bunun için çabalıyor. Oysa bu konuda doğruluğu yanlışlığı bilinmeyen çok fazla klişe laf dolaşıyor. Peki uzmanlar sağlıklı zayıflama konusunda neler söylüyorlar?
İnsan Vücudu Neden Kilo Almaya Başlar?
Kilo artışının ilk sebebi öğün düzensizliğidir. Yani gün boyunca hiçbir şey yememek, bir öğünde yemek yemek veya sabah kahvaltısı yapıp, öğlen hiçbir şey tüketmeyip, akşam istediğim kadar yiyebileyim demek. Veya bütün bir hafta boyunca az yiyerek haftayı geçiştirerek hafta sonlarında bir gün canının istediğini yemek gibi sadece kendi istemiyle hareket eden kişilerde kilo artışı oluyor. Çünkü vücut genelde bizim düşündüğümüz gibi hareket etmiyor. Çiğneyip yuttuğumuz yiyecekler ne ise vücut ona göre enzimatik salgısını yapar ve ona göre de metabolik dengeyi kurmaya çalışır. Tabii bütün sorun zayıflama isteğiyle öğünlerini kısmaları, öğün atlatmaları ve düzensiz yemeleri. Yani yeterli yemek yiyebilirler ama dengesiz beslenirler.
Kilo Verme Mantığı Nedir?
Vücudun kilo vermesinde hedef öğünlerde almış olduğumuz protein, yağ, karbonhidrat, vitamin, mineral ve su oranının dengeli olması. Eğer bunlar dengeliyse ve vücut metabolik aktivitesinin altında bir kaloriyle diyet yapıyorsa o zaman kilo kaybı oluyor. Çünkü eksik kalan enerjisini vücut yağlarını kullanarak tamamlamaya çalışıyor. Bunda egzersizin de rolü var. Fakat egzersizin bir zararı var; aşırı egzersiz yapan bir kişi eğer düzensiz besleniyorsa, yani egzersizde harcadığı kaloriden daha az kalori alıyorsa yiyeceklerle o zaman vücut yine defans sistemini çalıştırıyor ve yağ tüketmek yerine yağsız kütle kaybetmeye başlıyor. Halbuki sporun amacı yağ kaybettirip, yağsız kütleyi arttırmaktır. Fakat dengesiz diyetlerle artı yoğun spor yapıyorsa vücut tam tersi bir aktivite gösteriyor.
Kalori Hesabına Dayanan Diyetler Sağlıklı Mı?
Bunlar çok sağlıksız diyetlerdir. Çünkü kalorisi yoğun olan yiyecekler besin kalitesi yüksek olan yiyeceklerdir, kalorisi düşük olan yiyeceklerde ise besin kalitesi düşüktür. Ben bütün gün hiçbir şey yemeyeyim, oturup 500 kalorilik bir pasta yiyeyim diye düşünebilir kişi kalori hesabı yaptığında. Ama o pastadan aldığı besin değeri yoğunlukla karbonhidrat ve yağdır, protein oranı düşüktür. Dolayasıyla vücutta metabolik dengesizlik söz konusu olur. Bütün gün sık sık yemek için düşük kalorili yiyecekleri tercih eder. Mesela sürekli salatalık yer, elma yer ya da tek gıda diyetlerinde olduğu gibi bir gün patates, ertesi gün salatalık, öbür gün haşlanmış sebze yer. O zaman da kalorisi düşük olduğu için yiyeceğin miktarı artar. Örneğin bir salatalık 49 kalori civarındaysa 800 kalorilik bir diyette ortalama iki kilo salatalık yiyebilir. Tabi bu kişiyi çok tatmin eder. Çünkü her saat başı 100 gram salatalık yese, uyku saatlerini çıkardığımızda iki kilo salatalığı 20 saat içerisinde tüketir. Ama salatalıktan almış olduğu hiçbir değerli besin maddesi, ne karbonhidrat ne yağ, ne de vitamin ve mineraller onun için yeterli değildir. Belki kilo düşer, kalori olarak düşük olduğu için fakat kas kaybederek kilo düşer. Yani yağsız vücut kütlesini kaybeder. Dolayısıyla da yağı yine stoklar vücut. Sonuç olarak hormon dengesinde bozukluklar başlar. Özellikle hanımlarda testesteron hormonunun artmasına bağlı olarak ses kalınlıkları, tüylenme, regl düzensizlikleri gibi şikayetler başlar. Doktor eline düşer. Doktorlar da hormon dengesini sağlamak için ilaç vermek durumundadır. İlaç alınca kilo alacağım diye korktuğu için ilacı da almaz ve bir ikilem yaşanır. Biz hiçbir zaman için hanımlarda 1200, erkeklerde de 1500 kalorinin altında diyet yapılmasını önermiyoruz.
Metabolizmayı Hızlandırmak İçin Ne Yapılmalı?
Protein kalitesinin ve aktivitenin iyi olması lazım. Eğer yoğun spor yapıyorsa karbonhidrat da dengeli alınmalı. Çünkü spor yaparken boşalan glikojen depolarını yerine koyması lazım.
Diyet Yapan İnsanlara Neden Bol Su İçmeleri Tavsiye Edilir?
Su, besinlerin hücreye taşınmasında çok büyük etken. Vücutta belirli oranda su olması lazım. Bu hanımlarda yüzde 50-55 civarındayken erkeklerde yüzde 70’in üzerindedir. Vücut hücrelerden meydana geldiği için bu hücrelerin de su dengesinin çok iyi olması lazım ki metabolik aktiviteyi sağlayabilsin. Bunun için de mesela 60 kiloysa 2.4 litre su içmek lazım. Bazı insanlar abartıyor. 60 kilo olan bir insan günde 5 litre su içmemeli. O su faydalı değil zararlı olur. Çünkü su toksikasyonu, su zehirlenmesi diye bir olay yaşar vücut. Ani tansiyon düşüklükleri, böbreğin aşırı yük altına girmesi gibi rahatsızlıklar olur. Ama su bir de elektiriksel işlevi yapar vücutta. Hücre içi ve hücre dışı elektrolit dengesini sağlar. Dolayısıyla kalp-sinir koordinasyonunu sağlar. Bu da tabii sistemin iyi çalışmasına yardımcı olur. Pille çalışan bir alet düşünelim. Pilin gücü zayıflamaya başladığında bu alet yanlış veriler veriyor veya hiç vermiyor. İnsan vücudu da böyle. Suyu azalan bir kişi de aynen o pil seviyesi düşen alet gibi metabolik aktivite de yavaşlama, insanlarda halsizlik, güçsüzlük, uyku hali, tepkisel olmama gibi davranışlarla karşılaşabiliyorlar.
Sadece Diyet Yaparak Zayıflamak Mümkün Mü?
Mümkün. İyi ayarlanmış bir diyetse vücut yağ oranını düşürebilir. Kişinin 2500 kalorilik enerji harcaması varsa 1200 kalorilik bir diyet alıyorsa o, 1300 kalorilik negatif diyet yağ dokularını kullanarak sağlanır. Aşırı bir kardiyovasküler egzersiz olmamasına rağmen, günlük yaşamında soluk alıp vererek oksijen alıp verişini yapıyor. Bu da bir fiziksel aktivitedir. Ayrıca insan sadece egzersiz yaparak kalori harcamıyor. İnsan beyninin de kaloriye ihtiyacı var. Çünkü çalışan bir sistem. Sindirim sistemi de büyük bir kalori harcar. Dolayısıyla egzersiz yapılmadan da yağ oranı düşürülür.
Hemen Her Dergide Ve İnternette Gördüğümüz Şok Diyetler Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
Bunlar geçici süre içinde kişiyi tartıda mutlu eder. İstediği ölçüye iner kişi. Fakat şok diyetlerde aşırı düşük kalori içerdiği ve çok az protein, karbonhidrat ve yağ ihtiva ettikleri için vücuttaki dengeyi bozar. Estetik olarak kişiyi mutlu eder fakat sistemik olarak hasta eder. Diyelim ki şok diyetle 1 haftada 10 kilo verdi. İnsanın hoşuna gider. Bütün bir yazı o diyetle geçirecekse sorun olmaz. Ama 10 kilo verip 36 bedene düştü, 36 bedene göre gidip kıyafet alır kendine fakat biraz yemeye başladığında tekrar yağlanarak kilolar gelmeye başlar. Çünkü kaybedilen yağ dokusunun yerini yağ hücreleri çok kısa zamanda genişleyerek kapsar. Bu da psikolojik dengesizlik yapar.
Zayıflama İlaçlarını Tavsiye Ediyor Musunuz?
Hayır. Çünkü insan onu ömür boyu kullanamaz. Bu ilaçlar merkezi sinir sistemini etkiliyor. Bazıları bitkisel kökenli olanları olmasına rağmen. Kişinin beslenme düzeninde değişiklik yapmıyor. Kaldı ki bunların çoğu sağlık bakanlığından izin alamıyor. İzin veren merci tarım bakanlığı. Tarım bakanlığında da bu ilaçlara izin veren kişiler benim bildiğim kadarıyla ziraat bakanlığı ve veteriner arkadaşlar. Sağlık bakanlığı izin vermediğine göre insan sağlığına zararı var demektir. Yanlış bir husus da eczanelerin bunu satması. Maalesef ticari kaygılarla eczaneler de satıyorlar. Ve kişiler birbirlerinden duyarak kullanıyorlar bu ilaçları. Bir hastalığı varsa; guatr, kansızlık gibi, bu ilaçları kullandıklarında ortaya çıkıyor. Bu ilaçlarla verilen bütün kilolar ilaç bırakıldığında tekrar alınır.