Paranazal sinüslerin viral bakteriyel veya mantar enfeksiyonlarına veya allerjik reaksiyonlara bağlı olarak gelişen iltihabi bir olaydır.
Sinüsler burun kökünün üzerinde alında bir veya iki adet (frontal sinüs), elmacık kemiklerinin altında (maksiller sinüsler), burun içinde (etmoid sinüs), kafa kaidesinde orta bölgede, burun arkasında (sfenoid sinüs) olmak üzere konumlanırlar.
Akut sinüzitler genellikle üst solunum yolları enfeksiyonlarını takiben, kronik sinüzitler oksijensiz ortamda yaşayan mikro organizmalar tarafından oluşturulur. Maksiller sinüzitlerin bazıları diş kökü abselerini takiben ortaya çıkar.
Sinüzit Belirtileri
Akut ve kronik sinüzitler birbirine benzer belirtiler ile ortaya çıkarlar. Tutulan sinüs üzerindeki alan şiş ve ağrılı olabilir. Maksiller sinüzit elmacık kemikleri arkasında ağrı, diş ağrısı, ve alın bölgesinde ağrı yapar. Frontal sinüzit alın bölgesinde ağrı yapar. Etmoid sinüzit, gözlerin arasında ve arkasında ağrı yapar ve sıklıkla batıcı olarak tanımlanan alın bölgesinde baş ağrısına neden olur. Sfenoid sinüzitin ağrısı daha belirsiz olup daha çok alın veya kafanın arka kesiminde hissedilir. Halsizlik yapabilir. Ateş ve titreme enfeksiyonun sinüs dışına yayıldığını düşündürür. Burun içindeki cilt şiş ve kırmızıdır; sarı veya yeşil renkli akıntı olabilir.
Tanıda radyolojik olarak sinüsler opak görünür, bilgisayarlı tomografi şiddet ve yaygınlık konusunda bilgi verir. Diş kökü absesini ekarte etmek için diş röntgeni gerekebilir.
Sinüzit Tedavisi
Akut sinüzitte tedavinin hedefi drenajın sağlanması ve enfeksiyonun kontrol altına alınmasıdır. Antibiyotikler akut ve kronik sinüzitlerde 10-12 gün süreyle düzenli olarak kullanılmalıdır, bazen kronik sinüzitte tedavi 4-6 haftaya dek uzatılabilir. Damar büzen ilaçların sprey formunda 3-4 saat arayla kullanımı etkindir ancak söz gelimi fenilefrin spreyin 7 günden daha uzun kullanımı sakıncalıdır. Ağızdan 4-6 saatte bir alınan damar büzücüler biraz daha az etkilidir.
Antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen olgularda cerrahi müdahale düşünülebilir.
Sinüzitten Korunma
Genel olarak üst solunum yolları enfeksiyonlarının zamanında ve uygun tedavisi bu enfeksiyonun sinüzit haline dönüşmeden geçirilmesi için başlıca korunma metodudur. Bunun yanı sıra saçlar ıslakken dışarı çıkılmaması, terli kafa ile hava akımında kalınmaması, septum deviasyonu (burun orta duvarının yamukluğu), konka hipertrofıisi (burun iç kemiğinde genişleme) gibi kolaylaştırılan faktörlerin tedavi yolu ile ekarte edilmesi de sinüzit oluşumunu zorlaştıracaktır.
Ayrıca kış aylarında soğuk havalarda ağızdan nefes alınması soğuk havanın direkt olarak yutağa çarpmasına ve süzülmeden akciğerlere gitmesine neden olmaktadır. Oysa burundan nefes alınması durumunda hava akciğerlere gidene dek vücut ısısına ulaşacak ve ayrıca zararlı etkenler süzülecek dolayısıyla alt ve üst solunum yolu enfeksiyon riski azalmış olacaktır.
Ayrıca, kış aylarında vitaminden zengin meyvelerin iyi yıkandıktan sonra çokça tüketilmesi, grip aşısı (eğer uygulanmasında sakınca yoksa) uygulanması ve ekstra çinko ve zaman zaman C vitamini alımı, düzenli uyku ve dengeli beslenme hastalık oranını azaltacak, bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunacaktır.