Şişmanlık, kalp hastalığı için büyük bir risk olmakla beraber, giderek artan önemli bir sağlık problemidir. Şişmanlık sadece kalp hastalığı değil, tansiyon ve diyabet (şeker hastalığı) hastalıklarını da tetikler.
Şişman kişilerde kilo azaldıkça kalp hastalığı riski de azalmaktadır. Verilen kilonun miktarı arttıkça hastalık riski azalır. Yapılan bilimsel araştırmalarda kişinin vücut ağırlığının %5′ i kadar verilen kilo ile bile yaşam kalitesinin arttığı, diyabet riskinin azaldığı, kan yağlarının profilinin olumlu etkilendiği gözlemlenmiştir. İdeal olan kilo vücut kitle endeksinin 25′in altında olmasıdır. Bu değerin üzerinde olan kişilerde kalp hastalığının yanı sıra başka hastalıklar içinde risk oranı yükselir.
Dengeli beslenme, kalp sağlığı için en önemli etkendir. Vücudu zorlayan her türlü diyet uygulaması kalbide zorlar. Birdenbire aşırı kilo vermek vücudun dengesini bozacağı gibi, kalbe de zarar verir. Kilo vermeye başlarken öncelikle vücut ağırlığının %10′u kadar kilo verilmeye çalışılmalıdır. Kilo verdikten sonra tekrar kilo almaktan kaçınmalısınız. Kilo verip tekrar alırsanız vücutta tahribat olur. Kilo vermenin sağlık açısından faydalı olması için, verilen kiloların korunması gerekir.
Kalp hastaları diyet yapmadan önce kesinlikle bir uzmana başvurmalıdır. Kardiyoloji ve diyet uzmanlarından tavsiye alınmalıdır. Kalp hastaları için diyet şekli yağ oranı azaltılmış menülerden oluşan diyettir.
Şişman kişilerde sadece kalp hastalığı değil, tansiyon, şeker(diyabet), damar tıkanıklığı, böbrek hastalıkları, kan hastalıkları, felç gibi hastalıklarda gözükmektedir.
Sağlıksız ve dengesiz beslenme, fastfood tarzı hazır yiyecekler, yağlı yemekler kilo almaya neden olduğu gibi kalp hastalığına da ortam hazırlar. Beslenme düzgün olmayınca kilo alma ve lipit profilinde bozulma olur ve ayrıca tuz tüketiminin de fazla olması hipertansiyon hastalığına neden olur. Bütün bunlar kalp hastalığının gelişmesine, sonuçta kalp krizine zemin hazırlar.