Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan şişmanlıkta (obezite) kilo vermeye yönelik adımlar atılırken önemli hatalar yapılabilmektedir. Bu hataların en aza indirilebilmesi ancak doğru bilgilendirme ile mümkün olabilir.
Reçetesiz Satılan Diyet İlaçları
Hızlı kilo vermenin çekiciliğine kapılmamak güçtür. Fakat kontrolsüz olarak satılan diyet ilaçları ilaçlar acaba güvenli bir kilo verme seçeneği midir? Eczanelerde, hatta bazı başka yerlerde bile çeşitli diyet ilaçları satılmaktadır. İnternet ortamında daha fazlasını da bulmak mümkündür. Bunların çoğunun güvenliliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır ve bazıları doğrudan zarar verme riski de taşımaktadır.
Çoğu kilo verdirici ürünün birçok bileşeni vardır, bazılarının içinde 20’den fazla bitki, vitamin, mineral, kafein ve müshil gibi maddeler mevcuttur. Bu bileşenlerin kendi aralarında ve onları kullanan bireyin vücuduyla nasıl etkileştikleri büyük ölçüde bilinmemektedir. Bu ürünlerin kullanılması, özellikle başka ilaçlar da kullanılıyorsa, riskli bir davranıştır. Kilo sorunu ile ilgili kaygılar yaşandığında veya fazla kilolar nedeniyle kötüleşen bir rahatsızlık olduğunda, bir doktora başvurulması en uygun yaklaşımdır. Şimdiye kadarki çalışmalar kilo vermenin her zaman çok kolay olmadığını göstermiştir. Reçetesiz satılan diyet ilaçları da yarardan çok zarar verebilmektedir.
Düşük Karbonhidratlı Diyetler
Düşük karbonhidratlı diyetlerde karbonhidrat (örn. ekmek, tahıl, pirinç, nişasta, nişastalı sebze ve meyveler) alımı sınırlandırılmıştır. Çok sayıda düşük karbonhidratlı diyet tipi olup, her birinde karbonhidrat tipi ya da miktarı farklı şekillerde kısıtlanmıştır.
Düşük karbonhidratlı diyetler genellikle kilo vermek amacıyla kullanılır. Düşük karbonhidratlı diyetleri savunanlar eğer karbonhidratlar kan şekerini ve insülin düzeyini yükselterek kilo almaya yol açıyorsa, o zaman karbonhidratları azaltmanın kan şekerini ve insülin düzeyini düşürerek kilo vermeyi sağlayacağını ileri sürmektedir. Karbonhidrat tüketilmediği için vücut enerji gereksinimini karşılamak için yağları yakar. Düşük karbonhidratlı diyet yapan bazı kişiler kilo verirler, fakat bu kilo kaybı olasılıkla kan şekeri ve insülin düzeyi ile ilişkili değildir. Düşük karbonhidratlı diyetler kan kolesterol düzeyinde olası bir azalma gibi bazı yararlı etkiler gösterebilirler. Ancak yararları diyetin bileşeni olarak hangi gıdaları tükettiğinize bağlı olarak değişir. Düşük karbonhidratlı diyet ölçütlerine uyan ve doymuş yağlardan zengin bir diyet, sağlıkla ilgili potansiyel yararları azaltır.
Düşük karbonhidratlı diyetlerin uzun dönemde sağlık üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Bazı araştırmalarda bu tip diyetlerin yararları ve zararları incelenmiş olmasına rağmen, hiçbir araştırma kanser, böbrek, kalp ya da kemik hastalıkları gibi yıllar içinde gelişen rahatsızlıklara yakalanma riskini arttırıp artırmadıklarını gösterebilecek kadar uzun sürdürülmemiştir.
Hekimler Neden Yavaş Kilo Verilmesini Tavsiye Ederler?
Hızlı kilo kaybı ile ilgili sorun, diyet ve egzersiz açısından genellikle uzun dönemde sürdürülebilir olmayan olağandışı bir çaba gerektirmesi ve bu kadar zorlu bir uğraşı durdurulduğu anda verilen kiloların hızla geri alınmasıdır. O yüzden kilo vermek söz konusu olduğunda yavaş ve tutarlı bir kilo kaybı hızlı bir kilo kaybına göre çok önemli avantajlar sağlar.
Yaklaşık yarım kilo yağda 3500 kalori vardır. Dolayısıyla haftada yalnızca yarım kilo kaybetmek için her gün aldığınız kalorinin 500 kalori fazlasını (500 kalori x 7 gün) yakmanız gerekir. Tipik olarak haftada yaklaşık 0.5-1 kilo vermek önerilir, fakat bazı bireyler başlangıçta daha fazla kilo verirler. Daha hızlı kilo verdiren çok düşük kalorili diyetler tıbbi gözetim altında uygulanmalıdır. Eğer hızla fazla kilo veriliyorsa, kaybedilen büyük olasılıkla yağ olmayacaktır. Kaybedilen kilonun su veya yağsız vücut dokusuna bağlı olma olasılığı daha fazladır, çünkü çok kısa bir sürede o kadar fazla yağ kalorisi yakılması zordur.
Haftada yaklaşık 0.5-1 kilo vermek az gibi görünebilir, ancak bu tempoda vücut ağırlığını uzun süre koruma olasılığı daha yüksektir.
Diyet İlaçları
Reçeteli satılan diyet ilaçları kozmetik nedenlerle birkaç kilo vermek isteyen bireyler için düşünülmemiştir. Bu ilaçlar genellikle diyet ve egzersiz yardımıyla sağlıklı bir kiloya ulaşamayan veya bunu sürdüremeyen ve bu nedenle sıklıkla sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalan bireyler için önerilirler.
Bu ilaçların kullanımına bir doktor ile birlikte değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmelidir.
Bitkisel Diyet Ürünleri
Bitkisel diyet ürünlerinin popülerliği giderek artmaktadır, ancak bu ürünlerin kullanılması acaba doğru mudur? Bu, söz konusu bitkiye, güncel sağlık durumunuza ve tıbbi öykünüze bağlıdır. Bitkisel ürünlerde reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlarda olduğu gibi vücut fonksiyonlarını etkileyen aktif bileşenler bulunur. Bitkisel ürünler bazı bireyler için özellikle riskli olabilirler. Etiketleri sıklıkla belirsiz ve kafa karıştırıcı olup, bir seçim yapmak söz konusu olduğunda pek yardımcı olmazlar.
Bitkisel diyet ürünlerini kullanmadan önce her zaman bir doktora danışmak gerekir. Doktor:
- Kullanılması düşünülen bitkilerin potansiyel tehlikeli etkileri olup olmadığını,
- Genel sağlık durumuna göre bitkisel diyet ürünlerinin uygun olup olmadığını,
- Bitkisel diyet ürünlerinin diğer ilaçlarla etkileşiminin olup olmadığını,
- Bitkisel diyet ürünlerinden beklenebileceklerin yaşam tarzı değişiklikleri (örn. diyet veya egzersiz programı) ile elde edip edilemeyeceğini söyleyecektir.
Çoğu bitkisel diyet ürününün kullanımı konusunda dikkatli olmak gerekir. Bunun nedeni bitkisel diyet ürünleriyle ilgili çok az kontrollü araştırmanın yapılmış olmasıdır.